Your Face, My Canvas.: ISTANBLOGGER #1

Herkese merhaba! Bugün sizlere şu anda evimde ağırladığım arkadaşım Florence'dan bahsedeceğim. Yani bu yazının makyajla hiç alakası olmayacak. :) Nasıl tanıştığımızdan başlayalım. Lise dönemimdeki zorlu maceraları ve okul değiştirmemi şuradaki yazımda anlatmıştım. Yeni lisemdeki yeni sınıfımda ilk arkadaşım olan Florence, Ohio, Amerika'dan bizim okula Rotary Değişim Programıyla gelmişti ve çok iyi anlaşmıştık. Bir kaç ay sonra bizde gelip kaldı ve birbirimize iyice alıştık. (Bu dediğim olayların hepsi 2007'de geçti bu arada.) Bir gün Florence bizdeyken, Türkiye'de kaldığı ailenin oğlunun Florence'ın onlarda kalmasına karşılık İtalya'ya değişime gittiğinden söz etti. Çok iyi arkadaş olduklarını ve birazdan görüntülü konuşacaklarını, benimde tanışmamı istediğini söyledi. Skype'tan konuştuk, adım Uğur dedi ve o günün üzerinden 6 sene geçti, Uğur benim hala erkek arkadaşım, çocukluğum. :) Erkek arkadaşımla da tanışmama vesile olan Florence'ın yeri haliyle bende bir başkadır. Kendisi Roma'da bir mimarlık fakültesinden burs aldı ve Cuma günü Roma'ya uçacak. O güne kadar bizde kalıyor ve dönüşte de uğrayacak. Gelelim Florence'ı nasıl karşıladığımıza. 1 Mart sabahı saat 05:00'te uçağı Atatürk Havalimanı'na indi. Babamla birlikte 4'te evden çıktık ve onu karşılamaya gittik.

Yukarıdaki kartonlar gece 3'te tarafımdan evin girişine asıldı. Hepsi Florence'la aramızda anlamı olan şeyler.

New York, landed! Uçağı indi ve heyecanla, havaalanındaki tek pembe pankartı açarak bekledik!

Canım babacığım!

Sabah saat 05:00, malumunuz sıfır makyaj, yüzümü zor yıkadım! Bu görüntüyü yine de paylaşmak istedim. Bu fotoğrafı çektikten hemen sonra Florence bavullarıyla kapıda belirdi. Elimizdeki pankartı görünce de kahkahalarla koşarak bize yöneldi ve dakikalarca sarıldık. Bundan 6 sene önce 10 ayımızın her gününü neredeyse beraber geçirmiştik. Onu çooook özlemişiz!

Biz eve dönerken Güneş daha yeni doğuyordu. Eve geldik ve Florence'la biraz sohbet ettikten sonra kendisi biraz dinlendi. Uyanınca yürüyüşe çıktık ve özlediği yerlerde biraz dolandık. Ertesi sabah annemin mükemmel kahvaltısından sonra kızkardeşim, annem ve Flo'yla birlikte caddeye indik. Kuaförüme gidip saçlarını kestirdik, mantı yedik. Detaylar aşağıdaki videoda.