29 Kasım 2014 Cumartesi

Bitenler #1



Günaydın! Şu anda geçmişte hiç anlam veremediğim bir şeyi gerçekleştirip, bitirdiğim ürünlerin yazısını yazıyorum. 'Bir insan neden bitirdiği diş macununu ya da kulak pamuğunu paylaşır ki?' diye diye izlediğim 'bitenler' videoları bana hep garip gelirdi. Halbuki farklı olan şey, ürünlerle ilgili düşünceleri paketler doluyken değil de, kullanıp bitirdikten sonra boş ambalajlarla paylaşmakmış. Evet, bu güzel Pazar gününde ben de sizlere bitirdiğim ürünlerin ilk kısmını, kısa kısa yorumlayarak anlatacağım. Bu arada bu yazıda boş diş macunu tüpü ve pamuk paketi olmayacak. :)

Öncelikle bu yazının fotoğraflarını yaklaşık 10 gün kadar önce çektiğimi ve bu süre içerisinde de bitirdiğim farklı ürünler olduğunu belirtmek isterim. Onları da bir sonraki bitenler yazıma saklıyorum. Boş kutular biriktikçe bu yazıları yazmaya devam edebilirim. Tabi siz de isterseniz. Herneyse, dönüyorum yazıya.

Biten ürünlerimin boş ambalajlarını, bir çanta kesesinde biriktirdim. Şimdi, biten ürünlerim hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşayım.




Ülkemize gelen ilk kuru şampuan markası Batiste diye biliyorum. (Büyük ihtimalle yanılıyorum, o yüzden dikkatimi çeken ilk kuru şampuan Batiste oldu demem daha doğru olur.) Ben, Sephora raflarına düştüğünden beri epey konuşulan Batiste kuru şampuanlarla tanışalı çok değil, 4-5 ay oluyor. 

Temizlikle ilgili takıntılı bir insan olmam dolayısıyla saçımın tek bir teli yağlandıysa dışarı çıkmam. 2 gün sular kesik olsun, en yakınımla bile görüşmem ama saçları her gün yıkamanın da yağ dengesini bozmaktan ve temizken bile yağlıymış gibi görünmelerinden başka bir işe yaramadığını da çok iyi bilirim. Bu sebepten, aylar önce kuru şampuanlara bir şans verdim. Benri, Elidor ve Batiste şu an için denediklerim arasında. 

Yukarıdaki görselde biri 120, diğeri ise 30 gramlık iki boş şişe dursa da, ben bunlardan yaklaşık 8-9 adet bitirdim. Saçımı yıkadığımın ertesi günü, kaybettiği hacmi geri kazandırmak, daha doğrusu saç diplerinde oluşmaya çalışan olası yağı kurutmak amaçlı kullanmaya başladığım Batiste Original mis gibi kokuyor. Saç diplerime 15 cm uzaktan sıkıp, 10 dakika sonra parmaklarımla masaj yapar gibi yediriyorum. Saçlarım yeni yıkanmış gibi oluyor ancak ben bu kuru şampuanları çok uzun süreli etkili bulmuyorum. Şöyle ki; ilk uygulandığında temizlenmiş görünen saçlar sanki birkaç saat sonra daha çok yağlanıyor ve sönük duruyor. Yine de denediklerim arasında temizlik anlamında en başarılısı Batiste. Hacim konusunda da Elidor. Onu da ayrı bir yazıda anlatacağım zaten.

Kuru şampuanların aslında; saçlarını her gün yıkayacak zamanı olmayanlar ve saçların ikinci gününü kurtarma amacıyla kullanacaklar için olduğunu ve 3-4 gün yıkanmamış, Komili Komili gezen saçlara pek etkisi olmadığını hatırlatarak kuru şampuan dosyasını şimdilik kapatıyorum. Hiçbir şey su ve şampuanın yerini tutamaz. 




Gelelim misel sulara. Meşhur Bioderma H2O'yu duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum. Yine de bilmeyenler varsa, makyajınızı ve cildinizi, yüzünüzü tahriş etmeden temizleyen mucize su. Seveni de çok, sevmeyeni de. Ben bayılıyorum. Toplamda 10 şişeden fazla bitirmişimdir. Yukarıda da iki farklı boyunu görüyorsunuz. Toplam 1,5 ayda bitti ikisi de.

Sonra Garnier de bu misel sulardan çıkardı. 14 Lira gibi komik bir fiyatı da olunca alıp denemek istedim. İyi ki de denemişim. Ben Bioderma'dan çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Fiyat olarak çok çok daha uygun olması dışında tabi. Bir de Bioderma'nın içeriği Garnier'ye göre daha temiz. Her iki ürünü de bitirdikçe alıyorum.




MAC'in şeffaf kaş maskarasının, acıların çocuğu Emrah kaşlarımı normale çeviren tek ürün olduğunu biliyorsunuz. Bu, bitirdiğim 3. tüp. Bittikçe alıyorum. Yine MAC'in 235 ML'lik fırça temizleyicini de çok seviyorum. Bu bitirdiğim ilk şişe. Yenisi alındı bile. Bu arada bu ürünü nasıl kullandığımı şurada detaylarıyla açıklamıştım.




Gelelim maskaraya. Bitirdiklerimi kısa kısa yorumlayayım en iyisi. Benefit They're Real'in seyahat boyu. Yine kaç tane bitirdiğimi bilmediğim ürünlerden. Akmaz, dökülmez, tek kusuru çok ama çok zor silinmesi. Maybelline The Falsies Waterproof. Suya dayanıklı olduğu için kirpiklerimi kıvrık tutan ama yine çıkarması zor olan ürünlerden biri. 

Bobbi Brown Smokey Eye Mascara. Ambalajını ve fırçasını çok sevsem de bir türlü ısınamadığım maskara. Müthiş hacim ve siyahlık veriyor ama yapısı fazla ıslak. AVON Aero Volume, kısa sürede 2 tane bitirdiğim, hem alt hem üst kirpiklerime kullandığım, akmayan, çok hacim vermeyen ideal günlük maskara. Ah bir de 2 hafta içinde kurumasaydı.




Oilatum'ı geçen yıl Londra seyahatim sırasında satın almıştım. Çok beğenince oradaki arkadaşımdan bir tüp daha istedim. Gördüğünüz gibi onu da bitirdim. Oilatum, Boots'larda satılan çok uygun fiyatlı bir nemlendirici. 

Benefit Porefessional gözenek küçültücü bazda da ilk tam boyumu bitirdim. Daha önce iki seyahat boyunu bitirmiştim. Yine bitmeden yedekledim kendisini.

Make Up For Ever Eye Prime far bazı. Tamamen Sephora görevlisinin dolduruşuna gelip aldığım ürün. Göz kapaklarım çok yağlı ve baz kullanmazsam makyaj durmuyor. NARS'ın far bazını almak için girdiğim Sephora'da, benimle ilgilenen görevli istediğim ürünün stokta olmadığını ve bunun da en az NARS kadar iyi olduğunu söylediğinde 'peki' deyip almıştım. Kendisiyle ilgili detaylı fikirlerimi 'Memnun Kalmadığım Ürünler' yazımda bulabilirsiniz. Bir daha asla satın alınmayacak.




Kapatıcı ve maskaradan sonra en çabuk tükettiğim ürünlere geldi sıra. Parfümler. Lancome Tresor için 'Görkem kokuyor.' diyor çevremdekiler. Öyle bütünleşti benimle. Yaklaşık 8-9 senedir kullanıyorum. Tenimin kendi kokusuyla karıştığında ortaya çıkan kokuyu seviyorum. Bobbi Brown Almost Bare ise geçen yazın keşiflerinden. Çok hafif bir menekşe kokusu. 2 şişe bitirdim, üçüncüdeyim.

İşte böyle. Siz son zamanlarda neler bitirdiniz? Mutlu Pazarlar. <3

*Bu yazıdaki çoğu ürünün inceleme yazısı blogda mevcuttur. İstediğiniz yazılara sol üstteki turuncu arama kutucuğundan ulaşabilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder