1 Aralık 2014 Pazartesi

İlk İzlenim: Glam Glow Supermud Maske



Günaydın! Bugün bu yazıda, şu meşhur Glam Glow Supermud maske üzerine ilk izlenimlerimi paylaşacağım. 

Glam Glow üzerine birkaç video, bolca blog yazısı. Yok, kararımı bir türlü netleştiremedim. Almalı mı, almamalı mı? Cildimi derinlemesine temizleyecek bir maske istediğimi biliyordum ama bu, Glam Glow mu olmalıydı? Bir maskeye, üstelik cildime iyi gelip gelmeyeceğini kestiremediğim bir maskeye, bu kadar para vermek doğru olur muydu?

 Derken Moshos Garden isimli, ürünleri tamamen bitkisel içerikli marka bana iki farklı kil maskesi gönderdi. Cildim gerçekten güzelce temizlendi ve yumuşacık oldu ama burnum ve çenemdeki siyah noktalar hala duruyordu. Bunun sebebinin; Moshos'un hiç kimyasal içermemesi ve piyasadaki uçuk fiyatlı maskelerin daha etkili olmasının nedeninin; içerdikleri agresif kimyasallar olduğunu öğrendim ve riski göze alarak, içim yana yana 175 Lira'mı Glam Glow Supermud'a yatırdım. Şimdilik yalnızca bir kez kullandım ve sizlere ilk izlenimlerimi açmaya hazırım. Maskeyi kullanmaya devam edeceğim ve 5-6 hafta sonra detaylı yorumlarım yine blogda olacak. Haydi başlıyoruz.




Yazının başındaki görselde gördüğünüz ana paketin üzerinde bu maskenin nelere iyi geldiği yazıyor. Nelermiş bunlar derseniz; gözenekler, problemli ciltler, lekeler, kabartılar, sivilceler, siyah noktalar, beyaz noktalar (minik yağ bezelerini kastettiğini düşünüyorum), batık tüyler… Aynı zamanda ürünün, hem kadın hem erkeklerin ve tüm cilt tiplerinin kullanımına uygun olduğu ve maskenin paraben içermediği de belirtilmiş.

Bu bilgilendirici kapağı kaldırdığımızda karşımıza 'Merhaba seksi' yazılı bir koruyucu karton daha çıkıyor. Bu koruyucuyu kaldırdığımızda da...




…karşımıza, karton kutunun yalnızca 1/4'i kadar olan maske kavanozu çıkıyor. 'Ben bu parayı 34 gramlık çamura mı verdim?' diyorsunuz ve silkelenip kavanozu kutudan ayırıyorsunuz.






Kavanozun kapağını açtığınızda yine alüminyum bir koruyucu çıkıyor. Koruyucuyu sıyırdığınızda burnunuza buram buram mentol kokusu geliyor. Koku epey keskin.




 Bu arada, içinden çıkan minik kılavuzda Türkçe dil seçeneğinin olması çok hoş. 




Sıra geliyor talimatları okumaya ve temiz cildime maskeyi uygulamaya. Ben yönergelerde belirtildiği gibi, ince bir tabaka halinde burnuma, alnıma, çeneme ve gözeneklerimin olduğu bölgelere ellerimle yaydım. Yeri gelmişken belirteyim, ben kullanmaya bu şekilde bölgesel uygulamayla devam etmeyi düşünüyorum çünkü tüm yüze uygulandığında 17, bölgesel uygulandığında 1000 kullanıma yetecek kadar gramajı olduğu iddia ediliyor. 1000? Baya bir güldüm. :)

Neyse, dönüyorum maskeye, bendeki etkisine. Uyguladığım anda yüzümün gerilmeye başladığını hissettim. Maske anında kurumaya başlıyor ve yeni uygulandığında, yani ıslakken rengi koyu gri görünüyor ancak kurumaya başladıkça daha açık ve mavimsi bir griye dönüşüyor.








Fotoğraflardan da görüldüğü gibi, kurudukça cildin yağını emerek rengi tamamen griye dönüyor ve siyah nokta ve gözeneklerin olduğu yerler epey belirginleşiyor. Siz de bu görüntüye bakıp 'vay canına, işe yarıyor galiba' diyorsunuz. Bu esnada da yüzünüzde hafif bir yanma hissediyorsunuz. Yani, en azından ben hissettim ama bunun mentolün etkisinden öte bir şey olduğunu düşünmüyorum. Gözlerimin altındaki kırmızı kabarcıkları merak edenler olmuştur belki. Onlar alerji. Son birkaç gündür kendileriyle boğuşuyorum.




Maskeyi yüzümüzde 5-20 dakika bekletebileceğimiz yazıyor ancak ben toplamda 12 dakika bekletip ılık suyla duruladım. Durularken yine o koyu gri renge dönüştü ve yüzümden kolayca temizlendi. Peki sonuçtan tatmin oldun mu diye sorarsanız...

Cevabım koca bir 'hayır'. Bu tarz ürünlerin ancak ve ancak düzenli kullanımda etki ettiklerini ve 3 günün, yorum yapmak için yeterli bir zaman dilimi olmadığının çok iyi farkındayım ancak bu maske için 'ilk izlenim' yazısı yazmamın sebebi çok basit. İzlediğim videolarda ve okuduğum blog yazılarında 'tek kullanımda bile etki ediyor', 'cildimi adam eden maske' şeklinde beni bu maskeye resmen iteleyen yorumlar duymam. Dikkat etmediğim nokta ise; bu yorumları yapanların, gözüm kapalı güvenebileceğim ya da cilt tipimin uyuştuğu kişiler olmaması. Blogunu rehber olarak gördüğüm (cilt uyumumuz ve objektif olması sebebiyle) kim varsa, bu maskeyi kullanıp, hatta bitirip hala sevip sevmediğine karar veremeyen, bu maskenin abartıldığını düşünen insanlar. Akıllı ben, bunu bile bile gidip aldım. Yani kendim ettim kendim buldum.

Lafı çok uzattığımın farkındayım ancak bu ürün üzerine biraz konuşmak, yani yazmak isterim. Pahalı bir ürün alırken insanda ister istemez o ürünü sevme isteği doğuyor. Hatta şu psikolojik durum oluşuyor, 'çok para verdim, kesin memnun kalacağım' ya da 'kalmalıyım'. Belki de bu yüzden bu pahalı ürünleri ilk denememizde kendimizi memnun kaldığımıza inandırmak istiyoruz ancak kullandıkça acı gerçekle yüzleşip o şişirilen ürünün aslında bizi tatmin etmediğini kabulleniyoruz. İşte bu yüzden bir ürünü aldığının ertesi günü incelemesini yazmayı doğru bulmuyorum. 'Sen neden şu anda tam da bunu yapıyorsun?' derseniz bu sadece bir 'ilk izlenim' yazısı. Şu an için memnun kalmadığım bu ürünü haftada 1 ya da 2 kez kullanmaya devam edip aylar sonra tekrar yorumlayacağım. Belki de etkisini gösterip siyah noktalarımı temizleyecek. Hakikaten çok uzattım yazıyı. Dönüyorum maskenin bendeki etkisine.

Cildimi temizlediğini hissettim diyebilirim. Uygulama yaptığım bölgeleri epey kurutmasına rağmen yumuşattığını da farkettim. Bahsettiğim öyle bir kuruluk ki, eski cildim olsa bunu kaldıramazdı. Bu yüzden cildi kuru olanlar uyguladıktan sonra bol nemlendirici uygulamalı. Ben de ne olur ne olmaz diyerek nem maskesi uyguladım.

Temizlediğini hissettim dedim ya, belki de gözeneklerimi açmasının sebebi de bu derinlemesine temizlik. Bir de bu ürün için 'ilk kullanımda gözeneklerimi küçülttü' diyenler var. Her cilt ve gözenek farklı, biliyorum ama emin misiniz? Bence porları gözle görülür bir şekilde genişletiyor. 

Yine gözeneklerimin açılması sebebiyle Glam Glow, derinlerdeki siyah noktalarımın yüzeye çıkmasını sağladı. Ben siyah noktalarımın en azından %30'unu temizler diye düşünürken, onları yalnızca daha kolay sıkılabilir hale getirdi. 

Sol yanağımdaki sevimsiz sivilceyi anında kuruttu. Bu anlamda sivilce kurutucusu gibi bölgesel uygulanabilir diye düşünüyorum.

Alerji ya da hassasiyet yapmadı. Bu riski almadan önce defalarca Sephora'dan tester istedim ama vermediler. Neyse ki yüzümü tarlaya çevirmedi.

T bölgemdeki yağı aldı. Bu yüzden yağ kontrolü sağlamakta güçlük çeken ciltlerin tüm yüzlerinde severek kullanabileceklerini düşünüyorum.

Özetlersek; 34 grama 175 Lira vermekle şimdilik hata ettiğimi düşünüyorum ancak dediğim gibi, bakarsınız birkaç kullanım sonra vaat ettiklerini gerçekleştirir ve cildimi tertemiz yapar. Yani umarım öyle olur. :) Bu arada içeriğinden bahsetmedim. Okuyanlar arasında muhakkak bu konuda titiz olanlar vardır. İçerdiği maddelerden bazıları; okaliptüs, yeşil çay, laktik asit, mandelik asit, parfüm… Bileşenler konusunda ilgili ve bilgili olanlar Glam Glow'un içeriğini beğenmiyor, sağlıklı bulmuyorlar. Bunu da belirterek yazıma son veriyorum. 

Aynı soruyu Instagram'da da sorup memnun kalanlardan çok kalmayanlar olduğunu görmüştüm ama yine de bir kez daha sorayım, aranızda Glam Glow'u deneyip memnun kalan var mı? Siyah noktalarınıza etki etti mi? Sevgiler! <3

*Ürün yalnızca Sephora'larda satılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder