20 Mart 2015 Cuma

Clinique Sonic System + Braun Face Karşılaştırması



*NOT: Çok uzun bir yazı oldu. Okumak istemezseniz, anlarım. Genel çıkarımlarım ve ürünler hakkındaki son kararım için son 3-4 paragrafa bakmanız yeterli olur diye düşünüyorum. 

Günaydın! Bugün sizlere, Clinique'in makyaj ve cilt temizleme cihazı hakkındaki deneyimlerimi anlatırken, daha önce yazısını şurada yazdığım Braun Face'le ilgili netleşen kararlarımı da paylaşıp iki cihazın karşılaştırmasını yapacağım. Biraz uzun bir yazı olabilir, o yüzden hemen başlayalım.

Öncelikle Clinique Sonic System'le tanıştırayım sizleri. Dermatologlar tarafından geliştirilen bu cihaz, günde toplam 2 kez kullanıldığında pürüzleri ortadan kaldırıp, daha küçük görünen gözeneklere kavuşmamızı vaat ediyor. T bölgesine uygulandığında ise, kir ve yağ dolayısıyla oluşan pürüzlere etki edip, cildi cilt bakım ürünlerine hazır hale getireceğini vurguluyor. 




Fırça, plastik bir koruma başlığıyla geliyor. Ürünün, çatlak, kızarıklık ve şiddetli akne bulunduran bölgelere uygulanmaması gerektiği yazıyor. Tıpkı Braun Face gibi göz çevresinden uzak tutulması gerekiyor. 





Kullanma kılavuzuna, üst kısımdaki yeşil tüylerin T bölgesine özel tasarlandığını yazmışlar. Açıkçası ben beyaz tüylerden bir farkını göremedim.

 Clinique Sonic System'in şarj edilebildiğini ve Braun'un kalem pille çalıştığını belirterek karşılaştırmaya da ufaktan başlayayım. Değinmem gereken o kadar çok nokta var ki, aldığım notlara bakınca bile dağılıyorum. Umarım bir şeyi atlamadan bu yazıyı bitirebilirim.

Ben tasarım olarak Clinique'i daha başarılı buldum diyebilirim. Öncelikle cihaz Braun'dan çok daha hafif, ayrıca daha sevimli. Braun büyük, elektronik bir diş fırçasını andırıyor. Clinique, tuşuna bastığınız anda çalışmaya başlıyor. Braun'da ise sağa sola itilebilen bir buton bulunuyor. 

Clinique Sonic'in şarj durumu hakkında uyarı veren bir ışık kısmı bulunuyor. Batarya düşük olduğunda ışık turunculaşıyor. Şarj olurken turuncu ışık yanıp sönüyor, batarya tamamen dolduğunda ise yeşile dönüyor. Braun ise kalem pille çalışıyor. Yaklaşık 10 kullanımdan sonra cihazın hareketleri yavaşlıyor. Clinique ise tamamen şarj olduğunda, 180 dakika, yani 3 saatlik kullanım sağlıyor. Ben kaç aydır kullanıyorum, şu ana kadar yalnızca 1 kez şarj ettim. Öyle söyleyeyim. 

Tuşuna bastığınızda titreşim yaymaya başlayan Clinique Sonic System, tam 30 saniye sonra çalışmayı kendiliğinden durduruyor. Zaten gün içinde 30 saniyeden toplamda 2 kez kullanılması öneriliyor. Yani 1 dakikayı geçmememiz gerekiyor. Bu arada evet, Clinique titreşimler yayıyor, Braun Face'in tüyleri ise dönüyor. Bu sebepten Clinique yüzü daha az yoruyor, neredeyse hiç tahriş etmiyor.

Clinique de tıpkı Braun Face gibi ıslak yüze uygulanıyor. Ben yıkadığım yüzüme temizleyicimi sürüp, aynı temizleyiciden biraz da fırçama döküp cihazı çalıştırıyorum. Yine Clarins'in temizleyicisini kullanıyorum. Detaylarını Braun incelememde yazmıştım.

Clinique, cihazı günde iki kez kullanmamızı öneriyor ancak ben günde bir kez uygulamayı bile fazla buldum. Sebeplerini yazının ilerleyen kısımlarında açıklayacağım.

Her uygulama sonrasında fırçanın durulanması gerekiyor. Ben de duruluyor, hatta kuruluyorum. Bunun dışında makyajınızı direkt cihazla temizlemeye başlarsanız, tüylerinde renk değişimi olabiliyor ancak bu, sabun ve suyla tamamen temizleniyor ve cihazın performansını etkilemiyor.

Tıpkı Braun Face'deki gibi, cihazın başlığının 3 ayda bir değiştirilmesi gerekiyor. Clinique Sonic'in başlığı Clinique satış noktalarından ve Clinique Online'dan temin edilebiliyor.




Şimdi geliyorum en önemli noktalara. Öncelikle Clinique Sonic'in tüylerinin çok daha yumuşak olduğundan başlayalım. Hem bu sebepten, hem de tüyler Braun'un aksine dönmeyip yalnızca titreşim yaydığı için ben Clinique'i hassas ciltlere daha uygun buluyorum. Aktif sivilceleri olanlar da Braun gibi dönen bir cihaz yerine titreşimli makinaları tercih etmeli diye düşünüyorum.

Bunun yanı sıra, Braun'un derinlemesine temizlik konusunda bir adım ileride olduğunu düşünüyorum. Bu, Clinique'in bu konuda başarısız olduğu anlamına gelmiyor. İki cihaz da makyajımı harika temizliyor. Makyajım olmasa bile gün içinde gözeneklerime dolan kiri, yağı tenimden dışarı atıyor ancak derinlemesine bir temizlik için bence Braun bir tık önde.

Batarya konusunda yukarıda da belirttiğim gibi Braun'u eksik buluyorum. Clinique'in şarjlı olması çok pratik.

Geliyorum bir diğer konuya. İki cihaz da yüzü kurutuyor. Ben nemlendiricili bir temizleyici kullanmama rağmen kullanım sonrası yüzüm aşırı geriliyor ama sanıyorum ki Braun temizleme konusunda epey derine indiği için biraz daha fazla kuruluk hissi veriyor.

Siyah ve beyaz nokta temizliğinde oldukça etkililer. Özellikle Braun Face. İnceleme yazısında da belirttiğim gibi, burnumda uzunca zamandır kaybolmayan, derin ötesi bir siyah noktamı yok etti. Clinique'i kullandığım süre boyunca da özellikle burun ve çenemde yeni siyah/beyaz nokta oluşumu gözlemlemedim.

Yine Braun'un inceleme yazısında (ya da ilgili Instagram paylaşımımda, tam olarak hatırlamıyorum), cihazı kullandıktan sonra gözeneklerimin bir iki gün boyunca daha açık olduğunu belirtmiştim. Cihaz derinlemesine temizlik sağladığı için gözenekleri açıyor elbet ama önemli olan uzun vadede doğurduğu sonuçlar. Onları da birazdan yazacağım. Clinique Sonic'te de aynı sorun var ancak Braun'daki gibi değil. Öyle ki; Braun Face'i kullandığım zaman gözeneklerim daha kızarık ve mağara gibi açık oluyor ancak Clinique'in tüyleri dönmediği için ve Braun kadar derine inmediği için tahrişten uzak, hafif bir açılma gözlemliyorum. Bir, en fazla iki güne bu durum geçiyor ancak dediğim gibi, önemli olan sürekli kullanımdaki etkiler.

İki cihaz da duşta kullanıma uygun diye geçiyor ancak ben Braun pille çalıştığı için buna pek güvenmiyorum. Pil kapağının arasından su sızabilir, cihaz bozulabilir diye riske atmıyorum fakat Clinique'in açılabilen bir pil haznesi ya da şarj kablosu için bir deliği vesaire olmadığı için duşta rahatlıkla kullanabiliyorum.

Bunun dışında Braun Face'i taşımanın ve kullanmanın biraz daha zor olduğunu düşünüyorum. Kılları döndüğü için alnımdan kaş ortasına inemiyorum. Sanki kaşlarımı, gözlerimi kıstırıp parçalayacakmış gibi geliyor. Clinique'in başlığı ise boyut olarak daha büyük olduğu için dar alanlara hiç giremiyor. 


Buradan sonrası önemli!



Birkaç genel çıkarım yapıp iki cihaz hakkındaki kesinleşen ve değişen görüşlerimi paylaşıp yazıyı bitiriyorum. Şu anda iki cihazı da uzun süre deneyimlemiş biri olarak ikisi arasında bir seçim yapmam gerekse, Clinique'i seçerdim. Nedenlerini yukarıda yazdım aslında; daha hafif, kullanımı daha kolay, duşta kullanıma uygun, hassas cilde daha uygun, gözeneklerimi Braun kadar açmıyor, daha az kurutuyor ve şarj edilebiliyor. 

Şimdi biraz şaşıracaksınız. Başta her iki cihazdan da memnun kalmış olsam da kullandıkça cildimdeki etkilerinin ne yönde olduğuna karar verebildim ve bu yazıdan sonra ikisini de eskisi gibi kullanmayacağım. Belki Clinique'i kullanırım. O da ayda, ya da 2 ayda bir. Neden mi?

Makyaj yapmadığım günlerde bile lavaboya akıttıkları turuncu suyla 'vay be, ben şu ana kadar makyaj temizlememişim' ve 'oh, arındım' şeklinde söylemlerde bulunduran bu cihazlar, uzun vadede bana pek iyi gelmedi. Başlarda derinlemesine temizlik cazip geldi tabi. Her gören cildimin ışıldamaya başladığını söylüyordu. Düşünsenize, en ufak bir pürüz kalmamış. Gözenekler açılmış, içinde biriken yağlar, siyah noktalar gitmiş, akmış. Peki sonra ne mi oldu? Kullanma talimatlarında belirtilenden çok çok da az sıklıkla kullanmış olsam da bu cihazlar yüzümü yordu. 

Başlarda sağlıklı ve ışıl ışıl duran cildim günler, haftalar, aylar geçtikçe donuklaşmaya, matlaşmaya başladı. Kullanımı 10 güne bire düşürdüm, yine de eski haline dönmedi tenim. Bu tarz cihazların kesinlikle deriyi incelttiğine, zayıflattığına ve kötü sandığımız o yağ tabakasının bizi dışardan gelen birçok etkene karşı koruduğunu ve bu kadar eksfoliasyonla o tabakayı yok ettiğimize inanmaya başladım. 

Bunun dışında evet, gözeneklerim gözle görülür bir biçimde açıldı. Bu, cilt bakım ürünlerimin gözeneklerimden daha rahat içeri sızıp daha etkili olmalarını sağlasa da, zaten büyük olan gözeneklerim mağara gibi oldu. Evden Benefit Porefessional'sız çıkamaz oldum. Neyse ki cihazı kullanmayı bıraktıktan bir süre sonra gözeneklerim eski haline geldi.

Burnumun etrafındaki kılcal damarlar daha da belirginleşti. Burnumun etrafına kapatıcı sürmeden makyajımı bitiremiyorum artık. Diyorum ya, bu cihazlar cildimi çok yordu. 




Şimdi şöyle bir özetlemem gerekirse; başa dönebilsem, firmalar iki cihazı da bana göndermemiş olsa, ben ikisini de almam. Canım illa bu kadar derin bir arındırma çekerse de tercihimi Clinique'ten yana kullanırım ama diyorum ya, ona bile gerek yok. Bu kadar derin temizlemeye gerek yok. Anladım bunu.

Bence çok fazla siyah nokta probleminiz yoksa, cildinizde peelingle gideremediğiniz pütürler yoksa bu cihazlara hiç bulaşmayın. Tabi bu benim fikrim, karar sizin.

Her iki ürün de firma gönderisiydi. Hem Clinique'e, hem de Braun'a bu ürünleri deneyimleme şansını bana sundukları için çok teşekkür ederim. İkisinin de tam fiyatlarını bilmiyorum. Güncel hallerini bilenler yorum olarak yazarsa çok sevinirim.

Sanıyorum ki söyleyeceklerim bu kadar. Atladığım bir nokta varsa yorum olarak sorabilirsiniz. Özellikle Instagram'dan daha çabuk dönüş yapabilirim. Biraz dağınık bir yazı olsa da en çok sorulan soruları yanıtladığımı düşünüyorum.

İşte böyle. Herkese mutlu haftasonları dilerim. Sevgiler. <3

*İki cihazın da çalışırkenki halini görmeniz için buraya minik bir klip yüklüyorum. :)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder