Merhaba! Geçtiğimiz Cumartesi, heyecanla beklediğim buluşma gerçekleşti. Youtube'un düzenlediği organizasyon sayesinde takipçilerimle tanışma fırsatı yakaladım. Daha doğrusu yakaladık. Farklı kategorilerde video çeken vloggerlar vardı. Makyaj vloggerı olarak ise 4 kişiydik; Merve Özkaynak, Sebi Bebi, Duygu Özaslan ve ben.
Buluşmayı günler öncesinden sosyal medya hesaplarımızda duyurduk ve katılım için tek şartın sanal bir form doldurmak olduğunu belirttik. Sizler o formları doldurdunuz, biz de katılımcıların ad ve sayılarını takip edebildik. Derken o gün geldi çattı.
7 Mart Cumartesi sabahı saat 8:30'da Taksim Roxy'deydik. Mekana varan ilk vlogger bendim. Youtube ve organizasyon ekibi beni ve kuzenim Sena'yı güleryüzle karşıladı. Sena'yı Yunanistan vloglarımdan hatırlayanınız vardır. O gün de bana destek olmak ve günü vloglamak için yanımdaydı.
Bizden hemen sonra Sebi geldi. Sonrasında Merve ve Duygu. Güzellik ekibi tamamlanınca basın tam karşımızda yerini aldı. Fotoğraf çekimleri başladı. Bu sırada mekanın kapısında uzun kuyruklar oluştu. Saat 11:30'da da Roxy'nin kapıları açıldı ve etkinlik başladı.
Yaşadıklarımı, hissettiklerimi anlatmadan önce olumsuz bir detaya değinmek istiyorum. Bu olayın, benim tahmin ettiğimden de kalabalık ve büyük bir organizasyon olduğunu belirterek başlamalıyım. Yüzlerce, belki de binlerce kişiyi sığdıracak mekan bulmak elbette zor ancak seçimin, Taksim'de bir bar olması bence hoş olmadı. Neden mi? Bizim izleyici kitlemizin %70'i, belki de daha fazlası 18 yaş altı gençlerden oluşuyor. Eminim ki, ailesi mekandan ötürü izin vermediği için gelemeyen birçok küçük takipçimiz vardı. Evet, çok kalabalıktık ama farklı bir lokasyonda olsaydık eminim çok daha fazla katılım olurdu.
Gelelim tanışma faslına. Nasıl anlatsam, nereden başlasam? Üzerinden 2 gün geçti ama ben hala ağzımı kapatamıyorum. Öyle mutluyum ki. Zaman zaman sosyal medyadan sıkılsam, uzaklaşsam ya da ara versem de, bu buluşmadan sonra 'iyi ki o ilk videoyu çekmişim, iyi ki o ilk yazıyı yazmışım' diyorum.
Ertesi günü sınavı olmasına rağmen o soğukta gelip kapıda saatlerce kuyruk bekleyen, birkaç saatliğine başka şehirlerden İstanbul'a gelen, bebeğini, çocuğunu, kardeşini, torununu alıp kuyruğa giren, isteyip de gelemeyen, gelmese de güzel dileklerini mesajlarla, yorumlarla aktaran, aramızdaki bilgisayar ekranını tüm pozitifliğiyle eritip yanımda olan herkese ama herkese 100.000 kez teşekkür ederim.
O kalabalıkta gözleriyle beni seçip, gülen yüzüyle koşarak sarılan, mutluluktan çenem düşünceye kadar güldüren, 'sen benim ilk göz ağrımsın' deyip gözlerimi dolduran, 'hayatımın en zorlu döneminde başladım seni izlemeye, sen bilmesen de benim arkadaşımsın' deyip devamını getirdiği cümleleriyle beni çocuk gibi ağlatan, benden bile heyecanlı olan, ah, saymakla bitmeyecek… Herkese sonsuz kez teşekkür ederim. Gerçekten.
<3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder