31 Ocak 2015 Cumartesi

Alix Avien Siyah Dip Liner



Günaydın! Günün yazısı, birkaç hafta önce Watsons'tan satın aldığım Alix Avien siyah eyeliner üzerine olacak. Normalde siyah, mat bir farı, açılı fırçayla üst kirpik dibime yayarak, daha yumuşak bir eyeliner görüntüsü elde etmeyi seviyorum. Bu şekilde akma, dökülme de pek olmadığı için bu yöntemi 3-4 senedir kullanıyorum. Yine de bazen, likit linerların ıslak ve keskin görüntüsünü özlüyorum. Tam da bu özlem duygusu kendini göstermişken, gittim ve bu ürünü aldım. 




Fırçası yumuşak ve oynar uçlu, klasik eyeliner fırçası. Keçe uçlu eyelinerların kullanımını daha kolay bulsam da, bu tarz fırçaları daha çok seviyorum. Aklıma gelmişken, Alix Avien hayvanlar üzerinde deney yapmayan markalardan.


Bu fotoğraf, makyajım yapıldıktan 5-6 saat sonra çekildi. Akan kısımları gün içinde temizledim.


Ürün simsiyah. Tek katta istediğim koyuluğu elde edebiliyorum. Tam olarak akma yapıyor diyemeyeceğim ancak sürdükten birkaç saat sonra iç ve dış köşelerde minik bulaşmalar ve en kötüsü, dökülmeler oluşuyor. Benim gözümden (bazla bile) çoğu kalem, maskara ve eyeliner aktığı için bu duruma pek şaşırmadım. Kısacası, bende aktığına bakmayın. Kullanıp memnun kalan çoğu kişi gibi siz de yüksek ihtimalle akma problemi yaşamazsınız. 

Ürünü 17 Lira'ya Watsons'lardan satın alabilirsiniz. Mutlu Pazarlar. <3





28 Ocak 2015 Çarşamba

Note Copper 04 Göz Kalemi



Günaydın! Yaz ortasında elime ulaşan Note paketini bir çekmeceye kaldırıp, tamamen unutmuşum. Son birkaç haftadır paketteki ürünlerle ufak ufak oynamaya, denemeler yapmaya başladım. Aralarında renk olarak en çok beğendiğim göz kaleminin incelemesini yapmadan da duramadım. Bugünün konusu, serinin Smokey Eye Pencil isimli göz kalemlerinden Copper rengi.




Öncelikle kalemin arka kısmında sünger bir aplikatör bulunduğunu ve bu aplikatörün, kalemi dağıtıp daha dumanlı/yumuşak hale getirmeye yaradığını belirteyim. Kalemin yapısı inanılmaz yumuşak. Hem göz içine, hem de dışına çok güzel renk veriyor. O kadar kremsi ve rahat dağıtılıyor ki, far gibi tüm göz kapağına da uygulanabiliyor.




Rengi ise; içinde pembe ışıltılar olan koyu bakır/kızıl bronz olarak tanımlayabilirim. Ben bu tarz renkleri gözümün iç kısmında kullanmayı çok sevsem de, çoğu ışıltılı göz kalemi gibi bu ürün de simlerini etrafa bırakıyor ve yumuşak yapısından dolayı 1 saat içinde gözlerimin köşelerinde birikmeler oluşturuyor.

Kısacası; rengini, yapısını ve sürüş kolaylığını çok beğensem de, kalıcılık konusunda Note'un bu kalem serisi benim için sınıfta kaldı. Siz Note ürünlerini denediniz mi?


*Ürün Note tarafından deneyimlemem için gönderilmiştir. Note markasını Boyner'lerde ve Boyner Online'da bulabilirsiniz.



Bonusbay'le Akşam Yemeği, MAC ÇEKİLİŞİ!







27 Ocak 2015 Salı

Kiko Kalem Farlar #5 ve #37



Günaydın! Bugün sizlere, elimde bulunan iki Kiko kalem fardan bahsedeceğim. Kiko, fiyat olarak İtalya'nın Flormar'ı gibi bir marka.

Şuradaki Roma vlogumu izlediyseniz bu kalem farların 37 numarasına vurulup satın aldığımı zaten biliyorsunuzdur. Geçtiğimiz hafta Roma seyahatinden dönen arkadaşım Gözde de (blogu burada, Instagram hesabı da şurada) bana 5 numaralı kalem farı hediye edince, artık bu inceleme yazısını yazmalıyım dedim.






Bu kalem farlar 'long lasting', yani uzun süre kalıcı stikler olarak biliniyorlar. Göz kapakları inanılmaz yağlı birisi olarak, farların kalıcılığını test etmek için kendimden daha iyi bir denek tanımıyorum. Gerçekten de 37 numara (yukarıdaki fotoğrafta sağdaki) far bazı olmadan bile göz kapaklarımda çizgilenmeden yaklaşık 7-8 saat kalıcı oluyor. Ben 5 numaranın da böyle bir performans sergileyeceğini ummuştum ama…




Ne yazık ki 5 numara beni epey hayal kırıklığına uğrattı. Bir kere rengi çok güzel olmasına rağmen içerdiği koca simler sebebiyle yalnızca akşam kullanabildim. Rengini; hafif lilamsı bir kahve/taupe diye tanımlayabilirim. Özel gün makyajları için muazzam fakat far bazıyla bile göz kapaklarımdaki çizgilere doldu. Gün içinde içerdiği koca sim parçaları yüzüme döküldü. Kremsi yapı, sürüş kolaylığı, güzel renk skalası ve uygun fiyatlarıyla beni cezbeden bu serinin ışıltısız farklı renklerini almayı düşünebilirim. 

Kiko markası ülkemizde olmamasına rağmen artık Instagram sayesinde her şey elimizin altında. Buradaki ve şuradaki hesaplardan Kiko ürünlerine ulaşabileceğinizi düşünüyorum. İşte böyle. Güzel bir gün olsun. <3



22 Ocak 2015 Perşembe

Benefit Hoola Bronzer



Günaydın! Günün inceleme yazısı, Benefit'in meşhur bronzerı Hoola üzerine olacak. Bu bronzer bana, okuyucum Tuğçe'nin hediyesi. Bir sürü güzel ürünle dolu kutuyu taa Almanya'dan buraya gönderen ve beni çok mutlu eden Tuğçe'ye buradan tekrar teşekkür ediyorum. 

Dönüyorum bronzera. Hoola, Benefit'in allıkları gibi karton bir kutuda geliyor. Ürün 8 gramdan ibaret. Satış fiyatı 120 TL olan (emin değilim ama bu civarda) bir ürün için karton kutu ve tatlı kaşığı kadar pudra gerçekten çok yetersiz. 




Karton kutuyu açtığınızda içinden minik, düz kesimli bir fırça çıkıyor. Ben bu tarz fırçaları allık uygulamak için kullanışsız ve gereksiz buluyorum ancak kontür için biçilmiş kaftan. Ürünün belli bir kokusu yok ve ilgilenenler için belirteyim; talc ve paraben türevleri içeriyor. Hoola, içinde en ufak bir ışıltı barındırmıyor. Tamamen mat, bu yüzden de hem yüze renk vermek için, hem de kontür yapmak için biçilmiş kaftan.




NARS Laguna, MAC Harmony, Bourjois Chocolate Bronzer, Chanel Les Beiges, Rimmel London Bronzer gibi birçok pudra bronzer denemiş biri olarak, NARS Laguna'dan sonra en çok Hoola'yı sevdim diyebilirim. Laguna'nın sürüm kolaylığı, kalıcılığı ve rengini çok sevmiş ama içerdiği ışıltıdan sıkılmıştım. Siz de böyle düşünüyorsanız Hoola'yı seveceksiniz.




Kullandığım tüm diğer bronzerlar arasında ton olarak kızıllık ve turunculuktan en uzak olanı Hoola. Beyaz tende çamur gibi durmuyor, gün içinde parça parça olmuyor. Hem kalıcı, hem kremsi. Beyaz ve buğday tenliler için ideal olduğunu düşünüyorum. Çok çok açık tenliler ise daha açık bronzerlara yönelmek isteyebilirler. Ben renginden, duruşundan, kalıcılığından ve allıklarımla uyumundan çok memnun kaldım.

Bitince tekrar satın alır mıyım? Evet. Tabi daha iyi mat bir bronzerla tanışmazsam. :) Benefit ürünlerini Sephora'lardan satın alabilirsiniz. Mutlu haftasonları. <3





21 Ocak 2015 Çarşamba

Biraz Daha Mat, Biraz Daha Kalıcı.



Günaydın! Rengine bayıldığınız ama 'ah keşke biraz daha kalıcı olsaydı' dediğiniz bir rujunuz olmuştur muhakkak. Benimki MAC Faux. Detaylı yazısını şurada ve şurada bulabilirsiniz. 

Hem Faux'yu biraz daha kalıcı kılabilmek, hem de geçenlerde Instagram'da gördüğüm, Faux tonlarında ama tamamen mat olan likit bir ruja yakın bir şeyler yakalayabilmek için rujumu pudrayla sabitlemeyi denedim. Hem rujumun mat halini çok beğendim, hem de kalıcılığının en az 1-1,5 saat artmış olmasına çok sevindim. Belki sizin çoktan bildiğiniz bir yöntem ama yine de paylaşmak istedim.




Tıpkı kapatıcıyı, çizgilere dolmasın ve gün içinde uçmasın diye sabitlemek gibi. Elimdeki en ince transparan pudrayı aldım ve bir peçetenin üzerinden toz pudrayı rujumun üzerine uyguladım.






En sevdiğim rujumun; bu biraz daha mat, biraz daha kalıcı ve dudak çizgilerine dolmayan halini epey sevdim. İşte böyle. Hepimiz için mutlu bir gün olsun mu? Olsun. <3



18 Ocak 2015 Pazar

Mary-Lou Manizer'ı Kullanmayı Öğrenmek || Aydınlatıcılar



Yeni haftanın ilk gününden günaydın! Bilmem okudunuz mu ama şuradaki yazımda aydınlatıcılara yeniden ısındığımı belirtmiştim. İnsanın zevkleri, fikirleri ve alışkanlıkları nasıl da değişebiliyor, hayret. Bundan birkaç sene önce alıp da epey sarı, hatta yeşilimtırak bulduğum Mary Lou Manizer'ı şu sıralar aşkla, şevkle kullanıyorum. Bunu da geçtiğimiz hafta Instagram paylaşımlarımda sıkça dile getirince, birkaç okuyucum bu aydınlatıcıyı nasıl kullandığımı detaylıca yazmamı istedi. Ben de aldım çayımı elime, yazıyorum.




Öncelikle aydınlatıcı anlayışımın; ıslak duruşlu, içerdiği simle beni Güneş altındaki Edward'a (bkz: Twilight/Alacakaranlık 1. film) çevirmeyecek ve gün boyu kalıcı olup, yüzümü daha sağlıklı ve ışıl ışıl gösterecek ürünlerden ibaret olduğunu belirterek başlayayım. Mary Lou, ilk bakışta oldukça simli ve altın gibi görünse de, doğru fırçayla, doğru bölgeye uygulandığında gerçekten bu kadar övgüyü hakettiğini görüyorsunuz.

Detaya inmeden önce, makyaj konusunda profesyonel olmadığımın tekrar altını çizmek isterim. Zaman zaman rujumu bile düzgün süremiyor, çoğu zaman eyeliner çekemiyorum. Burada sadece, keyif aldığım şeyleri, deneyimlediğim ürünleri bilgim dahilinde paylaşıyorum. Bu yazıda da amacım ahkam kesmek ya da bir şeyler öğretmek değil. Sadece sorulan soruları yanıtlarken kendi yöntemimi göstermek isterim. Buyrun yazının devamına. :)




Aydınlatıcılar, yüzümüzün ön plana çıkarmak istediğimiz bölgelerine uyguladığımız, sedefli ya da simli, ışığı yansıtan likit, krem yahut pudra formüllü ürünlerdir. Aydınlatıcının uygulandığı bölge hem gözle görülür bir biçimde, hem de fotoğraflarda epey ön plana çıkar. Dolayısıyla bence, aydınlatıcı uygularken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, ürünü ön plana çıkmasını istemediğimiz hiçbir yere uygulamamaktır. Mesela çenenizde bir sivilce var. Işıltılı pudranızı o kısma değdirmeyin çünkü bu, o sivilceyi daha da belirginleştirir. Ya da yüzünüzde çok gözenekli veya kuruluktan çizgi çizgi olan bir bölge var. Aynı şekilde bu bölgeye de uygulamaktan kaçının.

Benim aydınlatıcıyı uyguladığım bölgeler; elmacık kemiklerimin tepeleri, burnumun ucu, üst dudağımın tepesi. Elmacık kemiklerimizin üstü zaten aydınlatıcı pudraları uygulamamız gereken ilk kısım, bunu hepimiz biliyoruz. Benim, ürünü burnumun uç kısmına uygulamamın sebebi ise; burnumun kemik kısmının belirgin olması. Ben o kemiği arka plana atıp, burnumu daha kalkık göstermek ve dikkati uç kısma çekmek için burnumun en sivri kısmına uygulamayı tercih ediyorum. Dudak üstüme uygulamamın sebebi ise, aydınlatıcı sonrasında dudaklarımı dıştan çerçeveleyip kalın göstermek için uygulayacağım dudak kalemini biraz daha vurgulamak, ilüzyonla desteklemek.




Peki bu aydınlatıcıyı bunca zaman niye sevemedim? E çünkü yanlış fırçalarla uyguladım. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz fırçaları (kirli siyah süngeri görmezden gelin, kendisi konumuza dahil değil) göz çevremdeki kapatıcıyı sabitlemek ve elmacık kemiklerime aydınlatıcı uygulamak için kullanıyorum. Zaten üretilme amaçları da bu, ancak bu denli tok, bol tüylü fırçalar, elinizdeki aydınlatıcıyı oldukça yoğun bir biçimde uygulamanıza sebep oluyor. Bense, zaten yeterince ışıltılı olan Mary-Lou'yu uzunca bir süre bu fırçalarla elmacık kemiklerime Becel gibi sürdüğüm için, kendisini olduğundan daha simli ve daha sarı buldum hep.

Bence aydınlatıcı uygulayacağımız fırçayı seçerken dikkat etmemiz gereken nokta, yüzümüzün proporsiyonu ve ne kadarını aydınlatmak istediğimiz. Yukarıdaki gibi yüz fırçaları kullandığımızda yüzümüzün daha geniş bir kısmını aydınlatmış oluyoruz. Bu sebepten simler ya da ışıltılar, asıl aydınlatmak istediğimiz ince hattan dışarı taşıyor ve disko topuna dönüyoruz. Hem aydınlatıcıyı daha belirgin kılmak, hem de uygulama esnasında kontrol sağlamak için doğru fırçayı bulduğumu düşünüyorum.




Sağ taraftaki fırçadan, Bobbi Brown Eye Blender'dan bahsediyorum. Bir far karıştırma fırçasına göre fazla büyük ve yumuşak bulduğum için kendisiyle aydınlatıcı uyguluyorum. Mary Lou'yu tam da istediğim gibi, dar bir bölgeye, kontrollü bir şekilde uygulayıp dağıtıyorum. Tabi ki illa bu fırçayı kullanmak zorunda değilsiniz. Uygun fiyatlı bir çok versiyonunu piyasada bulabilirsiniz. Sık, uzun ve yumuşak tüylü olan herhangi bir far karıştırma fırçasını bu ürüne muadil gösterebiliriz.

Soldaki fırça ise, nereden aldığımı bir türlü hatırlayamadığım bir Fan Brush (yelpaze fırça). Yelpaze fırçalar, pudra, allık, kontür ve aydınlatıcıları belli belirsiz uygulamak için kullanılıyor. Yukarıda bahsettiğim tarzda bir far fırçası kullanmak istemezseniz, yelpaze fırçalara bir şans verebilirsiniz. Eco Tools ve MAC'in yelpaze fırçaları mevcut.




Gördüğünüz gibi Mary Lou aslında hiç korkutucu değil. Beyaz tende bile. Sadece daha kontrollü uygulama gerektiriyor. Yukarıda bahsettiğim iki fırçayı da, yoğun ışıltılı aydınlatıcılar için rahatlıkla kullanabilirsiniz.




MAC Lightscapade'in yanında Mary Lou Manizer ne kadar sarı ve pigmentli duruyor, değil mi? Ancak dediğim gibi, doğru uygulandığında gerçekten de harika bir aydınlatıcı olduğunu anlıyorsunuz.




Bu fotoğrafı paylaşmamın amacı da, 5 megapiksellik bir telefon kamerasında bile, aydınlatıcının nasıl belirgin göründüğünü göstermek. Filtre yok, ışık biraz sarı. Mary Lou'yu ne zaman kullansam etrafımdakilerin 'bugün ışıl ışılsın, ne sürdün?' diye sorması çok hoşuma gidiyor. Doğru uygulamayı da öğrendiğimi düşünüyorum. 

Son olarak dilek listemden Bobbi Brown Shimmer Brick - Beige'i çıkarttığımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bobbi Brown'a gittim, yüzüme uygulattırdım ve Mary Lou'dan çok daha altın olduğunu gördüm. Shimmer Brick Beige'in buğday tenlilere daha uygun olacağını düşünüyorum. Mary Lou şu sıralar göz bebeğim. Şimdilik aydınlatıcı arayışıma mola verdim diyebilirim. 

Mary Lou - Manizer ve diğer The Balm ürünlerini Gratis'lerden alabileceğinizi zaten biliyorsunuzdur. İşte böyle. Mutlu bir hafta olsun. <3



15 Ocak 2015 Perşembe

MAC Costa Riche Göz Kalemi



Günaydın! Günün yazısı, uzun zamandır istediğim ve geçtiğimiz hafta nihayet kavuştuğum bir göz kalemi üzerine olacak. Gözlerimi siyah ya da kahverengi kalemlerle, farlarla ve de eyelinerlarla çerçevelemekten keyif aldığımı biliyorsunuz. İçinde kızıllık barındıran her rengi çok sevdiğimi de. Bu yüzdendir ki, elim far ve kalem alırken sürekli aynı renklere gidiyor. Özellikle sıcak kahve ve kızılların, gözlerimin rengini biraz daha net bir kahverengine dönüştürmesi çok hoşuma gidiyor. İşte tam da bu yüzden, uzunca zamandır yabancı makyaj vloggerlarında görüp aklıma yazdığım MAC Costa Riche kalem benim olmalıydı. Olacaktı.




Kalemin ülkemizde satılmadığını öğrendiğimde üzüldüm ancak yardımsever ve makyajsever arkadaşım Damla (blogu için buraya tıklayabilirsiniz) benim için bu kalemi satın alıp, taa Amerika'dan buraya getirdi. Yanına bir de Shu Uemura kirpik kıvırıcısı koydu, ki o konuya bu yazıda hiç değinmiyorum, ayrıca yazısını yazacağım. <3

Dönüyorum kaleme. Costa Riche, eye kohl yani göz kalemi olarak geçiyor. Gözün içine ve dışına kolayca renk veriyor, rahatlıkla dağıtılabiliyor. Ne yazık ki bu seri göz içinde pek kalıcı olmuyor fakat renk o kadar harika ve benlik ki, kalıcılık sorununu görmezden geliyorum.




Costa Riche, MAC'in diğer göz kalemleri gibi 1,36 gram. 




İçinde ışıltı, sim vesaire bulundurmayan oldukça sıcak tonlu kahverengi. 






Costa Riche ne yazık ki ülkemizde bulunmuyor ancak buna yakın, ulaşılabilir bir kalem arıyorsanız daha kızıl ve ışıltılı versiyonu olan MAC Teddy'e bakmanızı öneririm. Mutlu günler. <3





13 Ocak 2015 Salı

MAC Rujlarımda Son Durum



Günaydın! Bugün sizlerle, güncel MAC ruj koleksiyonumu paylaşacağım. An itibariyle yalnızca 5 MAC rujum var ve yaklaşık 8-9 aydır bu böyle. Kimler geldi, kimler geçti… Şöyle bir hatırlarsak; Diva, Russian Red, Hue, Myth, Creme Cup, Please Me, Chatterbox, Viva Glam II, Angel, Patisserie, Snob, Plumful, Party Line, Honeylove, Viva Glam Gaga, Up The Amp, Captive, Blankety, Creme De Nude, Modesty ve sanırım şu anda aklıma gelmeyen birkaç ruj daha… Bunların hepsi zamanında koleksiyonumda yeri olan ürünlerdi. Kimisinden sıkılıp sattım, kimisinin bana yakışmadığını farkına varıp hediye ettim, kimisini de bitirdim. Creme Cup, Hue, Angel, bitirdiğim için çekmecemden ayrılanlardı. Şimdiyse elimde kalan bu 5 ruj, gerçekten kendime yakıştırdıklarım. Gelin, yakından inceleyelim.




MAC, benim sahip olduğum en pahalı ruj markası. Özellikle mat ve saten serisinin üstüne tanımıyorum. Daha pahalı rujlara da para vermeyi düşünmüyorum. Daha önce bir kez Chanel büyüsüne yenik düşüp Rouge Allure serisinden 88 numarayı almıştım ve yapısını hiç beğenmemiştim. O günden beri ruj konusunda bildiğimden şaşmıyorum. Geliyorum elimdeki 5 MAC ruja. Renkler soldan sağa; Kinda Sexy, Faux, Velvet Teddy, Peach Blossom ve bitirmediğim, adeta yediğim Pink Plaid.




Kinda Sexy; 2014 favorilerim yazımda da bahsettiğim, mat bir şeftali rengi. Ben özellikle daha sarı alt tonlu ve bronz tenlere daha çok yakıştırsam da kendim de severek kullanıyorum. MAC'in Boldly Bare dudak kalemiyle harika uyum sağlıyor. 

Faux ise 2013'ün sonlarında tanışıp, 2014 boyunca elimin en çok gittiği ruj oldu diyebilirim. Rengini; leylak rengine çalan kahvemsi pembe diye tanımlıyorum ben. Saten bitişli ve Essence'in Satin Mauve dudak kalemine çok yakışıyor. Biter bitmez yeniden satın alacağım çünkü hem en ağır göz makyajlarına, hem de günlük kullanıma mükemmel bir şekilde uyum sağlıyor. Yazısı burada.

Velvet Teddy ise 2014'ün Ekim ayında tanıştığım, normalde pek tercih etmeyeceğimi düşündüğüm ve itiraf ediyorum, Kylie Jenner akımına kapılıp aldığım bir renk. Renk; kahve alt tonlu koyu bej. Özellikle buğday/esmer tenliler için mükemmel bir nude (çıplak dudak rengi). Yapısı yine mat ve oldukça kalıcı. MAC Whirl dudak kalemiyla kullanmaya bayılıyorum. Yazısı için buraya tıklayabilirsiniz.

Peach Blossom ise 2013'ün başlarında, bir blog satışım sonrası 'haydan gelen huya gider' diyerek MAC'e girdiğimde eve benimle birlikte dönmüştü. O kadar joker, o kadar yumuşacık bir renk ki, makyajı pek sevmeyen annem bile kendine bir tane aldı. Resmen dudak parlatıcısı kadar parlak duran, şeftalimsi bir pembe olan bu ruj Cremesheen sınıfında, yani kremsi bitişli ancak bence MAC'in Glaze (parlak) sınıfına daha uygun. O zamanlar bu rujun neden hiç konuşulmadığını düşünmüştüm, videolarımda ve blogumda bahsetmiştim. Görüyorum ki bugün hala hakettiği değeri görmüyor. Açık tenli herkese yakışacak güzel bir günlük ruj arıyorsanız mutlaka bakın derim. Creme Cup gibi çizgilere dolmadığı ve dişlerimi sarı göstermediği için bitince tekrar alacağım.

Pink Plaid; yine mat bitişli rujlardan. Lilaya çalan bir pembe. Bu benim ikinci Pink Plaid'imdi ve gördüğünüz gibi bu da bitti. Bittikçe alırım diyordum ama son zamanlarda dişlerimi olduğundan daha koyu göstermeye başladığını farkettim. Bu yüzden daha kullanılabilir mat bir pembe bakmaya başladım. Yüksek ihtimalle tekrar satın almayacağım. 




İşte böyle. Faux ve Peach Blossom kesinlikle yeniden satın alınacak. Pink Plaid yerine dişlerimi daha beyaz gösterecek mat bir pembe bulunacak. Diğerleri hakkında henüz karar veremedim. Önerilerinizi bekliyorum. Umarım bir çılgınlık yapıp Ruby Woo (Sebibebi yüzünden.) ya da Hug Me'yi satın almam. Sizin severek kullandığınız MAC rujlarınız hangileri? 




Birkaç sene önce MAC rujlarımın renklerini göstermek için çektiğim fotoğrafla veda edeyim. :)