Günaydın! Yeni haftaya daha fazla geciktirmek istemediğim bir yazıyla başlamak istedim. Urban Decay'in ne Naked 1, ne de Naked 2 paleti beni zerre heyecanlandırmamıştı. Youtube furyasından gaza gelip bundan 2 sene önce Roma'dan Naked 1'i alıp fazla ışıltılı bulduğum için blogdan bir takipçime hediye etmiştim.
Naked 2 ise ülkemize kısa süreliğine gelip, Sephora raflarına selam verip kaçmıştı. Bloglardan gördüğüm kadarıyla tonları ve ışıltıları bana hitap etmediği için gidip bakmamıştım bile. Gelelim kısa bir süre önce piyasaya sürülen Naked 3'e…
Yabancı bloglar bu paleti ilk duyurduğunda, 'yok, olmamış' 'üzgünüm, seni almayacağım' gibi gereksiz önyargılı ve itici davranışlar sergilemiştim ancak sevdiğim ve görüşlerine güvendiğim, zevkimin çok uyuştuğu birkaç blogger (Lily Pebbles, Vivianna Does Makeup…) bu paletin detaylarına inince düşündüğüm kadar pembe olmadığını gördüm ve geçen hafta gerçekleştirdiğim Roma seyahatimde kendime bir tane kaptım.
Yazıya başlamadan önce, hala bilmeyenler varsa Youtube kanalımdaki çekilişimde Naked 1,2 ve 3 paletlerini hediye ettiğimi hatırlatıp Naked 3'e dönüyorum. Çekiliş burada.
Paletin içinden çıkan tam 4 tane Urban Decay Primer Potion (Original, Eden, Sin ve Anti-Aging.) deneme boyu olmasına rağmen tüpler epey dolu. Her biri için 15-20 kullanımlık doldurulmuş diyebilirim. Daha önce 2 sene kadar Original Primer Potion (göz makyajı bazı) kullanmış, çok memnun kalmış ancak değişiklik istediğim için farklı ürünler yönelmiştim. Urban Decay'in bu jesti sayesinde Primer Potion hevesim geri dönecek gibi duruyor.
Ambalajı teneke bir kalem kutusunu andırsa da benim çok hoşuma gitti. Tamamen kapanması ve dayanıklı olmasına da kocaman bir artı!
Paletin içinden çıkan çift taraflı fırçayı hiç kullanışlı bulmamama rağmen tüm far fırçalarım kirliyken iş göreceğini düşünüyorum. Sentetik, sık tüylü bu fırçanın bir tarafı MAC 239 gibi, diğer tarafı da Real Techniques Domed Shadow Brush'ı andırıyor.
Renklerin güzelliğine diyecek pek bir şey bulamıyorum aslında. Belki herkese hitap etmeyebilir, başta fazla pembe görünebilir ancak elinize alıp incelediğinizde fikrinizi değiştireceğinizden eminim.
Farlar konusunda genel birkaç cümle kurmam gerekirse de; bir tanesi hariç hepsinin çok pigmentli olduğunu, klasik Urban Decay farlardaki tozutma ve dökülmenin bu palette de mevcut olduğunu ve diğer Naked paletlere göre ışıltının gözle görülür şekilde azaldığını söyleyebilirim.
İlk 6 renkten başlayalım. Strange pembe-şeftali alt tonlu, saten bitişli, çok açık bir renk. Kaş altı aydınlatması için ideal. Dust, asla kullanmayacağım, aşırı tozutan, az renk veren, metalik ve fazlaca simli bir pembe. Burnout; metalik ama kararında ışıltılı, şeftali pembe bir renk. Tüm göz kapağında hoş duruyor. Limit ise paletteki mat renklerden biri. Bu uçuk gül rengini göz kapağının katlanma yerine çok yakıştırıyorum. Buzz ise yine metalik ve gümüş simleri olan pembe bir ton. Trick ise pembe-bakır diye tanımlayabileceğim metalik bir renk.
Diğer 6 renk ise benim favorilerimi içeriyor. Nooner ile başlayalım. Tamamen mat ve orta kararda kahvemsi bir pembe. Bu paletle yaptığım her makyajda benimle. Liar ise en sevdiğim farım oldu bile. Işıltılı bir leylak rengi olan bu far bariz simler içermediği için günlük kullanımda bana sık sık eşlik ediyor. Factory ise yine en sevdiklerimden. Satenimsi ve pembe alt tonlu bir sütlü kahve. Mugshot da elimin gitmeye başladığı soğuk bir kahverengiyken, Darkside leylak-gri ve pek tercih etmeyeceğim bir renk. Paletin en koyu rengi olan Blackheart ise içinde mor/kızıl ışıltıları olan bir siyah.
Renkleri sırasıyla soldan sağa 3'lü gruplar halinde elimde göstermeye çalıştım. Özetlemem gerekirse de içindeki toz pembeler, gül kuruları ve romantik tonlarıyla tam benlik bir palet. Bence günlük kullanıma uygun ve benim için ideal gelin makyajı paleti. Eğer bir gün bitirebilirsem hiç düşünmeden tekrar alırım. Siz ne düşünüyorsunuz?
*Paleti Roma, Via Del Corso Sephora'dan 45 Euro'ya almıştım.
Youtube: yourfaceismycanvas88
Twitter: urfacemycanvas8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder