Günaydın! Bugün sizlere hayatımın 2. fondotenini tanıtacağım. 1. hangisi derseniz, yazısını şurada yazdığım YSL Touche Eclat fondotenim. Bugün yine aynı markanın tamamen farklı bir fondotenini sizlere keyifle anlatacağım.
Öncelikle hikayesinden başlamak istiyorum. Sağolsun Lily Pebbles kardeşimiz bu fondoteni öve öve bir hal olmuştu. Kızın kendisini sevmesem de bloğu benim için tam bir rehberdir, bu sebeple bu ürünü kafama uzun zaman önce yazmıştım ancak Türkiye'ye geleceğini düşünmemiştim. Günlerden bir gün, yine öylesine Sephora'ya girdiğimde YSL standının önünde duran güleryüzlü personel bana 'Yeni fondotenimizi denediniz mi?' deyince heyecandan boynuma kadar kızardım. BR20 rengi var mı dedim ve bir tane kaldığını görünce alıp kasaya yöneldim.
YSL'in diğer fondotenleriyle aynı fiyat olacağını düşündüğümden cebimden 100 Lira çıkardım ve kasiyere uzattım. 'Hanımefendi, bu ürün 170 TL.' deyince beynimden vurulmuşa döndüm, geri de dönemedim. Son paramı verip akbilimi basıp evime döndüm. Şimdi iyi ki ve iyi ki ve iyi ki almışım diyorum. 170 Lira'nın her bir kuruşunu hakeden bu ürünü daha fazla uzatmadan sizlere göstermek istiyorum.
Öncelikle neden bu kadar pahalı olduğundan bahsedelim. Evet, fiyatı bir fondotene göre epey yüksek, çünkü bu bir serum fondoten. Cilt bakımı ve kozmetiği çok ağır ancak aynı zamanda çok şık bir şişede toplamışlar ve her iki görevi birden kusursuzca yaptığı için de yüksek bir etiket belirlemişler.
Üzerinde anti aging, yani yaşlanma karşıtı yazan her ürün gibi bu fondoten de nem verici etkiye sahip ancak bu nem, YSL Touche Eclat ya da Loreal Lumi Magique fondoten gibi çok kuru ciltlerin beklentilerini karşılayacak bir nem değil. Parlamasından korkmadan yağlı ciltlerin de tercih edebileceği bir ürün.
Touche Eclat fondotene göre çok daha katı, kremsi bir yapıda. Üstelik onun kadar parfümlü değil, sadece hoş bir krem kokusu var. Kapatıcılığı ise kesinlikle Touche Eclat'ya göre fazla. Orta seviyede kapatıyor ve maske gibi durmuyor ancak fondoten yokmuş gibi bir görünüm de vermiyor.
Ben en homojen bitişi Real Techniques Buffing Brush ile alıyorum. Parmaklarımla yüzüme dokundurduğum fondoteni fırçamla dairesel hareketlerle yayıyorum. Şuradaki videomda nasıl sürdüğümü görebilirsiniz.
FOTOĞRAFLARIN ÜZERLERİNE TIKLAYARAK BÜYÜTEBİLİRSİNİZ! |
Yukarıdaki fotoğraflarda yüzümde pudra yok. Gördüğünüz gibi, Fedon ya da İsmail Türüt gibi görünmeden ışıl ışıl parlayan, sağlıklı bir ten görüntüsü veriyor.
Yakın plandan bakıldığında cildime nasıl oturduğunu rahatça görebiliyoruz. Bu benim için çok önemli, çünkü kabuk kabuk duran ya da çizgilere oturan fondotenlerden nefret ediyorum. Son 1,5 aydır da cildim eski kuruluğundan kurtulmuş, gün içinde parlama yapmaya başlamışken böyle bir ürün kullandığım için ekstra mutluyum. Bu ürünü en çok karma ciltlilerin seveceğini düşünüyorum.
Esasında bu fondoten her cilt tipine uygun. Çok kuru ciltliler altına güzel bir nemlendirici, çok yağlı ciltliler de matlaştıran bir baz kullandığında eminim memnun kalacaklardır.
Bu yazıyla ilişkiki son fotoğrafım ise ne yazık ki telefonumla çekildi. Dün sabah 09:00'da yaptığım makyajım, akşam 20:00 sularında eve geldiğimde hala yeni uygulanmış gibiydi. Evet, abartmıyorum. Hayatımda duyduğum, gördüğüm, okuduğum ve kullandığım en kalıcı fondoten bu. Altına hiçbir baz kullanmadan ben silene kadar yeni uygulanmış gibi duruyor. Uçup gitmiyor, kabuk kabuk ya da dalga dalga olmuyor. Kısacası, yüksek fiyatına rağmen bittikçe alacağım nadir ürünlerden biri kendisi.
Bu ürünü Sephora'larda bulabilirsiniz. Ne düşünüyorsunuz? Sevgiler!
Instagram: gorkemkarman
Twitter: urfacemycanvas8
Gmail: yourfaceismycanvas8@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder